Kendinizden kısaca bahseder misiniz ?
30 yaşındayım, evliyim, 1 çocuğum var. Sakarya doğumluyum. 2 yaşındayken Bursa’ya taşındım, burada büyüdüm. Orta halli bir ailenin çocuğuyum. Futbola Bursaspor Futbol Okulunda başladım. Sonrasında altyapı ve peşinden de A takıma çıktım.
Vakıfköy’den yetişen bir futbolcu olarak yıllar sonra A takımda forma giymek ve gol atmak nasıl bir duygu?
Hayallerimden bir tanesi Bursaspor’da oynamaktı, bu da 16 yaşında gerçekleşti. İkincisi de gol atmaktı onu da bu sene yaşadım. Üçüncüsü de kupa kaldırmak o da umarım sezon sonu gerçekleşir. Neticede Bursaspor’da oynamak bir hayaldi o yüzden bu formayı giymek çok anlamlı. Bursaspor altyapısında oynayıp, şampiyonluk dönemini de görüp şimdi Teksas’ın önünde oynamak altyapıdaki herkesin hayali. Bu ruhu buradaki herkes biliyor. Futbolcu gibi değil de amatör bi ruhla mücadele ediyoruz.14 yaşında top topluyorduk. Görev olmadığında statta titreyerek maç izlerdik. Bu süreçte o sahanın içinde olmayı hep hayal ettik.
Bursaspor'dan transfer teklifi aldığınızda ne hissettiniz?
Bursaspor'dan transfer teklifi aldığımda hiçbir şey düşünmedim. “Nereye imza atıyoruz?” dedim. Yani gerisi teferruattır. Başkanımızla görüştüm. Bursaspor geldikten sonra bizim için bir emirdir.
Batalla gibi büyük bir isimle çalışmak size neler katıyor?
Batalla öncelikle bu kulübün mihenk taşlarından bir tanesi. Yani Bursaspor'un efsanesi. Biz futbolculuk döneminde de beraber olduğumuz için, aynı sahada bulunduğumuz için, şu anda hoca olarak da futbolculuk dönemindeki tutumunu, duruşunu, insanlığını, adamlığını bildiğimiz için kenardan bize baktığın zaman o gücü hissediyoruz. Bize profesyonellik anlamında önemli katkılarda bulunuyor.
Böyle büyük bir taraftar karşısında oynamak size neler hissettiriyor?
Böyle büyük bir taraftar karşısında oynamak bizlere çok güzel duygular yaşatıyor. İzleyici sayısı olarak 43 bin taraftar ile rekor kıran bir kulübüz. Bize hem avantaj hem dezavantaj olabiliyor. Gelen takımlar bizim taraftarımız önünde derbi heyecanı yaşıyorlar. Dolayısıyla kendilerini göstermek amacında oldukları için bizim maçlarımızın daha zorlu geçmesinde neden oluyor. Her şeye rağmen taraftarımız bizim için bir itici güç. Bu gücü arkamıza alarak şampiyon olmak istiyoruz.
Bursaspor formasıyla en büyük hayaliniz nedir?
En büyük hayalim sezon sonu şampiyonluk kupasını kaldırmak.
Büyük Bursaspor taraftarına iletmek istediğiniz mesajınız nedir?
Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmasınlar. Bursaspor büyük bir camia. Futbolcular olarak elinden gelen her şeyi yapan, mücadele gösteren, alın teri döken bir topluluğuz. Camiamızın da bize desteklerini esirgemeyeceğini biliyorum. Bizi her zaman desteklemeye devam etsinler, sezon sonunda şampiyonluk mutluluğunu hep beraber yaşayalım.
1.Kariyerinizden ve kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ben 10 yaşında Bursaspor altyapısında futbola başladım. 15 yaşında Bursaspor'da profesyonel oldum. 16 yaşında da ilk kez A takımla antrenmanlara başladım. O süreçte Ertuğrul Sağlam. A takım teknik direktörüydü. Ertuğrul Hoca ile birlikte yaklaşık 3-4 sezon A takımla antrenmanlara çıktım. Bu sırada da genç milli takımlara da gidiyordum. O jenerasyonun takım kaptanıyım. 17 yaşında talihsiz bir sakatlık yaşadım. Yine genç milli takımda ayağım kırıldı. 6 ay ara vermek zorunda kaldım ama daha uzun bir süre etkiledi tabii ki benim kariyerimi. Ondan sonra kiralık olarak bazı alt lig takımlarında bulundum. Alt liglerde de şampiyonluklar yaşadım. 31 yaşında da geçen sene en son Bal’da Pablo ile birlikte şampiyonluğumu yaşayıp futbol kariyerimi sonlandırdım.
2.Futbolcu olarak formasını giydiğiniz, şampiyonluk yaşadığınız Bursaspor'a bugün teknik adam olarak dönmek nasıl bir duygu?
Çok farklı bir duygu. Çünkü: Ben bu kulüpten ayrılırken kendime bir söz vermiştim tekrardan bu kulübe döneceğime dair. Tabii ki bu şartlar altında yani teknik adam olarak dönmeyi hayal etmemiştim o dönem. Çünkü: Daha yaşım gençti ama futbolcu olarak o dönem ayrılırken gerçekten çok üzülmüştüm. Daha çok çalışıp kariyerime yine Bursaspor'da devam etmeyi planlıyordum. O günün şartlarında olmadı ama bugün kulübün bu yapılanmasında hem yönetimimizin hem Pablo'nun desteğiyle kulübe yardımcı antrenör olarak geldim. Hem kulübe hem de Pablo’ya bunun için ayrıca çok teşekkür ederim. Gerçekten çok yardımları oldu.
3.Batalla ile futbol oynadınız, bugün de birlikte Bursaspor'u çalıştırıyorsunuz. Burada başka ne gibi hayalleriniz var?
Öncelikle kısa vadede düşünmek gerekiyor. Pablo da geçen günkü bir röportajında ben yarını düşünmem dedi. Bugüne bakarım dedi. Ben de kesinlikle hayata bu açıdan bakıyorum. Hayatta yarının neler getireceği belli olmuyor ama öncelikli hedefimiz tabii ki bu sezonu en iyi şekilde atlatıp Bursaspor'u bir üst lige çıkarmak.
4.Kırk bini aşkın taraftarın önünde maça çıkmak size ne gibi sorumluluklar yüklüyor?
Ben futbolculuğumda hayatımda hiç 40 bin kişiye oynamadım açık söylemeyim. İlk defa pişmanlığımı bu sene ilk maça çıktığımızda anladım. Gerçekten sahada olmak isterdim ama teknik adam olarak da kenarda bulunduğumda onlar da bana çok destek oldular bu konuda. Sonuçta benim de ilk senem teknik adamlıkta ve ilk senemde onlarla birlikte çalışıyor olmak benim için çok büyük keyif. 40 bin taraftarın önünde olmak apayrı bir keyif. Bu tabii ki sorumluluk yüklüyor mu? Yüklüyor. Koskoca bir şehrin sorumluluğu bizim üzerimizde. Buradaki yaklaşık 35-40 kişinin üstünde. Yani çalışanlarımızla birlikte sorumluluğu güzel ama keyfi de bambaşka. Tabii ki bu sorumluluğun bilincindeyiz. İnşallah bunu karşılarız diye düşünüyorum ben.
5.Kariyerinizle ilgili hedefleriniz nedir?
Ben önce şunu söyleyeyim: Ben teknik adamlığı asla düşünmüyordum yani futboldan biraz uzak kalmayı düşünüyordum açıkçası geçen sene şampiyonluktan sonra Pablo ile görüştükten sonra Pablo'dan böyle bir teklif gelmesi beni çok mutlu etti. Yani ben hayatta hep şu açıdan bakan bir insanım. Para bir şekilde kazanılıyor, para bir yerden mutlaka geliyor ama önemli olan keyif alabileceğiniz, keyifli olabileceğiniz bir yerde bulunmak. Dediğim gibi teknik adamlık düşünmedim . Şampiyonluktan sonra teklifler de geldi ama ben keyifli olduğum yeri seçmeyi tercih ettim. Mutlu olduğum yeri seçmeyi tercih ettim. Ben Pablo ile mutluydum ve Bursaspor'da olması apayrı bir olay tabii ki. Benim yetiştiğim, doğduğum yer diyebilirim yani. Beni, Emre Pehlivan'ı Emre Pehlivan yapan yer burası. Burada tekrar futbolculuğa başladığım gibi teknik adamlık kariyerime de başladım. Yakın zamanda hiçbir yere gitmeyi düşünmüyorum.
6.Bursaspor'da futbolcu olarak şampiyon olmuş bir isimsiniz, futbolcu olmak isteyen gençlere önerileriniz nelerdir?
Belki klasik olacak ama çok çalışmaları gerekiyor. Çok çalışmanın dışında kesinlikle kendilerine özgüvenlerinin olması gerekiyor. Şu andaki gençlerdeki en büyük sıkıntı bu. Bazılarının özgüvenleri çok yüksek. Bu yüzden sıkıntı yaşıyorlar. Bazılarının da özgüvenleri çok düşük. Yani potansiyellerinin farkında değiller. Ben gençlere şunu söylemek istiyorum: “Ben A takıma çıktığımda hiçbir zaman antrenmanlara çıktığımda A takımda oynayacağımı hayal etmedim. Yani ben bu takımın o zamanlar işte önümde Pablo var, İvan Ergiç var. Örnek vereyim Belushi var. Bunların önünde ben hiçbir zaman kendimi görmedim. Hani bunlar var, ben nasıl oynayayım ki bu kadroda kafasındaydım. Keşke böyle düşünmeyip bir gün as kadroda oyanayacağımı düşünseydim, benim için daha iyi olurdu.” Çalışmayı ve istemeyi bırakmasınlar .